Bayburt'ta yemek Çoruh’a karşı yenir!

Bayburt, Cumhuriyet döneminde uzun yıllar il olma iddiası ve hayaliyle yaşadı. Sonunda bu amacına 1989’da ulaştı. İlçeden ile sıçrama aşaması, kenti ve kültürünü koruyuculuk olarak yansımış. Hatta bu amaçla Bekder (Bayburt Bilim Eğitim ve Kültür Derneği) kurulmuş, AB fonlarından yararlanarak kültürel mirası koruma adına projelere girmiş. Hizmet sektöründe çalışanlara veya çalışmak isteyenlere altı aylığına eğitim veriyor ve bu arada günlük 8 Euro da kurs ücreti ödüyor.

Bayburt'ta yemek Çoruh’a karşı yenir!

Bayburt, Cumhuriyet döneminde uzun yıllar il olma iddiası ve hayaliyle yaşadı. Sonunda bu amacına 1989’da ulaştı. İlçeden ile sıçrama aşaması, kenti ve kültürünü koruyuculuk olarak yansımış. Hatta bu amaçla Bekder (Bayburt Bilim Eğitim ve Kültür Derneği) kurulmuş, AB fonlarından yararlanarak kültürel mirası koruma adına projelere girmiş. Hizmet sektöründe çalışanlara veya çalışmak isteyenlere altı aylığına eğitim veriyor ve bu arada günlük 8 Euro da kurs ücreti ödüyor.

Abdurrahman YıldırımBayburtlular yemeklerini ve kültürlerini yaşatmak için özel bir çaba göstermişler. Tarihi binalar, küçük ve onarılmayı bekleyen konaklar, hala ayakta duran ve zamana direnen Bayburt Kalesi, gelenek ve görenekleri, yemekleri bu nedenle kaybolmaktan kurtulmuş.

Kentin nüfusu 32 bine çıkmış. Bu açıdan geçmişten beri sürekli yarış halinde olduğu ve il olmak için mücadele verdiği Gümüşhane’nin nüfusunun üzerine çıkmış.

Bayburt’un ekonomisi de kendine göre, küçük. Çarklar iyi dönmüyor ama Trabzon-Erzurum transit yolu üzerinde olmasının hem de var olanı koruma güdüsünün etkisiyle karşımıza küçük ama köklü, nispeten düzenli ve seviyeli bir şehir çıkıyor.

Şehrin ortasında birden bire yükselen bir tepesi ve bu tepedeki kalesi şüphesiz güzelliğinin en önemli parçası. Birde bu tepenin etrafını daire gibi dönen ve şehrin içinden geçip giden Çoruh Nehri herhalde Türkiye toprakları içinde en çok katkıyı Bayburt’a yapıyor.

Bayburt bu nehrin iki yanında kurulmuş. Ana caddesi Cumhuriyet Caddesi. Bitim noktası tam kentin göbeği. Buradaki saat kulesi 1924 yılında yapılmış. Hemen Çoruh’un ve tarihi köprünün yanında.

Kentin lokantalarının bir girişi Cumhuriyet Caddesi üzerinde, diğer girişi Çoruh’a kıyı boyunca uzanan Rıhtım Caddesi üzerinde. Adresini verdiğimiz mekanların çoğu Çoruh manzaralı. Çoruh tarafında zaten masalar dışarıda. Üstte tente. Yaz günlerinde Çoruh kenarında yan yana sıralanmış lokanta ve kahvelerin teraslarında yemek yemek, çay içmek, dondurma yemek Bayburtluların ve buraya gelen yerli-yabancı turistlerin yapabilecekleri en önemli aktivite.

Bir yanda hızla akıp giden nehri seyretmek, diğer yandan kale ve tepe manzaralarına zaman zaman hafif bir esintide karışınca Rıhtım Caddesi sadece yemek yemek için değil, saatlerce oturup dinlenmek için de biçilmiş kaftan. Üstelik sigara içmemek diye de bir şey yok. Açık mekanlar. Belki bazıları için tek eksiği lokantaların hiç birinde alkol olmaması. Bütün bu nedenlerle Senfoni Orkestrası’nın buradaki bir konseri için yapılan benzetmeyi biz yemek işine uyarladık. Bayburt Bayburt olalı herhalde Bayburtlular yemeklerini tepe veya tarihi kale manzaralı bir nehir kenarında yemiştir. Yememişlerse de kendilerine yazık etmiştir.   

Bayburtlu döner işini abartmış, mantı üstü döner icat etmiş

Bayburt’un yemekleri arasında en çok döner meşhur olmuş. Tırnaklı pidesi, Bayburt mantısı, güveçte Bayburt tavası, Bayburt ketesi, lor dolması, yalancı dolma, zironu, süt böreği, tel helvası da tanınıyor ve sıkça tüketiliyor. Et ve hamur işi, az da olsa ot ve sebze ağırlıklı bir mutfağa sahip. Bu yemeklerde halk bilimci Dursun Ali Emir tarafından “Bayburt Yemekleri” kitabında toplanmış.

Lokantalarda döner hakikaten iyi yapılıyor. Tercih edilen et döner. Tavuk dönere bir yerde rastladık. Kıyma döneri de yok. Dönerin iskender versiyonu Türkiye’de yaygın. Yoğurtlu döneride az çok biliyoruz. Pilav üstü döneri herkes biliyor. Ama mantı ile dönerin birleşimine ilk kez burada rastladım. Birisi Bayburt döneri, diğeride Bayburt mantısı olunca birisinin de aklına bunları birleştirmek gelmiş. Alta biraz mantı, üste de döneri koydun mu oldu sana “mantı üstü döner.” Oldu mu, eh oldu, yenir eh yenir. Mantıda yoğurt var, dönerle gider. Ama olmasada olur. Bu işin biraz fantazi yönü.

Ancak döner işinde Bayburtlular iddialı. Etini kendi yetiştiren var. Erzurum döneri kadar da yağlı değil. Döner kadar lezzetli olanda alta sergi malzemesi olarak kullanılan pide. Bu bilinen tırnaklı pide. Burada daha büyük yapılıyor. Ama özenli yapılıyor. İstenirse döner tırnaklı pideye sarılıp dürüm yapılıyor.

Kadınlar işe bulaştı, çeşit ve kalite arttı

Bayburt’un hizmet sektöründe ki değişimin ve gelişimin bir göstergesi de iki kadın girişimcinin lokanta açması. Bunlardan biri Leyla Koçyiğit, dört çocuk annesi ve Bi Yer Ev Yemekleri’ni açmış.

Gittiğimizde lokantada kızı Gülşah vardı. Annesi ile birlikte mekanı çalıştırıyor. Yemekleri yapıyor. KTÜ mezunu, Türkçe Öğretmeni, atamayı bekliyor. Bi Yer’de ev yemekleri her gün değişiyor. Değişmeyen ise mantı, lor dolması ve ekşi lahana. Birde sabahları kahvaltısı ve menemeni.

İlk kadın girişimcinin başarısının ardından ikincisi gelmiş. Filiz Mantı Evi de yeni açılmış. Aysun Kobal hergün bir çeşit Bayburt yemeği yanında mantı, kara pancar yemeği, içliköfte ve suböreği yapıyor. Kadınların lokanta işine girmesi Bayburt’ta sunulan yemek çeşidi sayısını ve kalitesini arttırmış.    

(*) Habertürk / Lezzetli Yaşamlar

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Humeyra rugerinyange 6 yıl önce

Her tulu yemek cesidini yaparim.