Bayburt esnafından serzenişler

Ekonomik kriz Türkiye’nin en küçük ili olan Bayburt’ta esnafı ne kadar etkiledi? İşte bu soruya cevap aramak için bir hafta önce sokak sokak, esnaf esnaf dolaşmaya başlamıştık. İlk hafta kapısını çaldığımız her esnaftan adeta bir dokunmuş, bin ah işitmiştik! Kirasını zar zor çıkaran, siftahsız dükkan kapatan ve çalışanının maaşını, sigorta primini denkleştirmekte zorlanan dertli-öfkeli-küskün bir esnaf portresi vardı karşımızda. Ortaya çıkan bu esnaf tablosuna yorum yazan okurlarımız olan biteni abartılı bulanlarda vardı, bir anlamda “Allah sabır versin” diye dua edende…

Bayburt esnafından serzenişler

Ekonomik kriz Türkiye’nin en küçük ili olan Bayburt’ta esnafı ne kadar etkiledi? İşte bu soruya cevap aramak için bir hafta önce sokak sokak, esnaf esnaf dolaşmaya başlamıştık. İlk hafta kapısını çaldığımız her esnaftan adeta bir dokunmuş, bin ah işitmiştik! Kirasını zar zor çıkaran, siftahsız dükkan kapatan ve çalışanının maaşını, sigorta primini denkleştirmekte zorlanan dertli-öfkeli-küskün bir esnaf portresi vardı karşımızda. Ortaya çıkan bu esnaf tablosuna yorum yazan okurlarımız olan biteni abartılı bulanlarda vardı, bir anlamda “Allah sabır versin” diye dua edende…

 

Biz merak etmeye devam ediyoruz: Nasıl oldu da, Bayburt’un en çok işleyen kurumu İcra Dairesi oldu? “Pürü Pak Bayburt Esnafı” başlığı altında başladığımız “Bayburt Esnafı” yazı dizimizin ikinci bölümünde yer alan misafir esnaflarımız ve yansımaları aşağıda… Kulak verin:

Nurettin Gürbüzer (Çivi İmalatçısı)
“Valimizden batan esnaflara yardımcı olmasını istiyoruz…”

“Demir İş Ticaret’in sahibiyim. Bugüne kadar işlerimiz pek randumanlı değildi. Ama 2009’da işler iyice düştü. 10 kişi çalıştırıyorduk, şimdi üç kişiyiz. Bankalardan faizli para almak bizim işimizi bitirdi. Bayburt’ta batan esnaf bu yüzden batmıştır. Bu neden böyle oldu, çünkü iş yok, insanlar faizli paralarla iş görüyor. Sayın Valimizden batan esnaflara yardımcı olmasını istiyoruz. 40 yıldır bu işin içindeyim, 2008 ve 2009 yıllarında bunaldığım kadar hiçbir zaman bunalmadım. Çivi üretimi yapan fabrikamız vardı. Üretimi durdurduk. Çünkü Pazar bulamıyoruz, bulsan da baş edemiyorsun, niye, çünkü ulaşım yok. Misal demirin kilosu Erzurum’a 30 TL’ye geliyor, Bayburt’a 100 TL’ye. Niye çünkü orada demiryolu var, dolayısıyla nakliye ucuz. Her konuda Bayburt’a sahip çıkılması lazımdır. Siyasilerin esnafın derdini dinlemesi lazım. Sanayi esnafı içler acısı bir durumda. Devletin eli bir an için Bayburt’a değmeli artık.”

İsmail Saka (Berber):
“Siyasetçi, kendi paçasını kurtardı mı, geriye dönüp bakmıyor…”    

“Bayburt’a işler her geçen gün bir önceki günü aratmakta. 30 yıldır berberim. İnsanlar hep burayı terk etmenin hesabında. İnsanlar, ekmeğin olduğu yere gitmek istiyor. Bir şekilde bugüne geldik ama çoluk çocuk büyüyünce onların telaşına düşüyorsun ister istemez. İnsanlar çocuklarının geleceğini kurtarmayı planlıyor. Bunun sebebi işsizlik. Her iş dalından kapasitenin oldukça fazlası bulunuyor. 1978’lerde biz üç kardeş berber dükkanı açtığımız zaman, Bayburt’ta en fazla 8-9 berber vardı ve nüfus 150 bindi. Şimdi 75 bin insan var, 75 tanede berber. Siyasilerden ümidimizi kestik. Memlekete seçimden seçime geliyorlar. Devlet büyükleri de öyle. Buraya mitinge geldikleri zaman hangi parti iktidarsa çevre illerden adam topluyor. Burada bir kalabalık, bir gösteri, yalancı bir bahar. Gelen kişide zannediyor ki, burası iyi, durumu da iyi. Bizim siyasilerimiz bir gün gelip, sizin yaptığınız bu işi bir kez olsun yapmadılar. Her gün Bayburt’tan göç gidiyor. Sebebi ne, çünkü doymuyor insan. Kalsında aç mı yaşasın! Bayburt’tan çıkan siyasi, kendi paçasını kurtardı mı, geriye dönüp bakmıyor. Demiryolu meselesi var gündemde. Ehil insanlar Bayburt yolunun her yönden avantajlı olduğunu söylemelerine rağmen şu işi hallemediler. Belki de vilayet olmasaydık, Bayburt’ta 7 bin insan kalmıştı. Benim çocuklarım büyüdü, inanın onların geleceği için buralardan gitmeyi düşünüyorum.”

Turan Ozulu (Terzi):
“Vergi indirimi ve çeşitli teşviklerle göçün durdurulması lazım…”

“Terziliğe 1948 yılında çırak olarak başladım. O gün bugün terzilik yapıyorum. 50 senedir vergi mükellefiyim. Gücüm yettiği kadar uğraşıyorum. İşler iyi değil. Esnafın % ‘u 90 zar zor ayakta duruyor. Ondan sonra ver vergi, ver Bağkur primi, ver elektrik, ver telefon… Ortada bir şey kalmasın. Gitgide iş daralıyor, iyiye gitmiyor. Vergi yüzünden zaten çektiğimiz çok. Nüfus yok. Devlet burayı başka yerlerle karıştırmasın. Ben çocukken 10 milyon nüfusu vardı Türkiye’nin, şimdi 70 milyon ama Bayburt o zamandan daha az. Göçün durması için başta vergi, sonrasında da çeşitli teşviklerle göçün durdurulması lazım. Bakın her dükkanda bir levha. Kiralık ev, kiralık dükkan, satılık arsa. Bir memlekette bu tür yazılar çok ise anla ki o memlekette ekonomi zayıftır. Siyasiler iki amaçla geliyor buralara, birincisi hangi partilisin, ikincisi de bize oy verecek misin?”

Murat Kiki (Demirci)
“İki çocuğum var. İkisi de işsizlikten gurbette…”

“Meslekte 55. yılım. Dükkanım çok şükür kira değil. Bu yüzden biraz daha rahatım. Geçim sorunu yaşamıyorum. Ama iki çocuğum var. İkisi de işsizlikten gurbette. İş olsa yanımda olurlardı. Esnafın % 80’inin hali perişan. Biz halimize şükrediyoruz. O da eski bir esnaf oluşumuz ve birazda çevremizin oluşundan. Bu avantajların ekmeğini yiyoruz. Köylüyü Bayburt’ta tutabilseydiler, Bayburt çok çok daha iyi olurdu. Yoksa Bayburtlu bir karış toprağını İstanbul’a değişmez. Burada huzur var. Gece üçte kalkıp işime geliyorum arkama bakmadan. Ama büyükşehirlerde hayat tehlikesi var. Allah bu nimetleri buraya vermiş, bir parça da devlet el atsa, abad oluruz.”

Ömer Budak (Kuru Bakliyat)
“Bayburtlular, sizin bize yaptığınız kötülüğü hiç kimse yapmadı!”

“İşler her geçen gün kötüye gidiyor. İşsizlik almış başını yürüyor. Bunu nüfusun azalmasına ve büyük marketlerin Bayburt’a fazlaca şube açmasına bağlıyorum. Mesela benim sattığım ürün, her bakkalda var. Sadece bu işi özel olarak yapan, birkaç kişiyiz. Kira vermekte, zaman zaman sıkıntı çekiyoruz. İki milletvekilimiz bence hiç bir iş yapmıyor. Erzincan’da bizim sektörden bir arkadaş ziyaretime geldi, Bakanları Binali Yıldırım, 1100 kişilik iletişim merkezi açıyormuş. Hakeza bunun örnekleri Erzurum ve Gümüşhane’de var. Bayburt’un neyi var. Bayburt’a bırakın 1.100’ü, 300- 400 kişilik bir istihdam sağlayacak bir yer açılsa neler olur. Biz neyi nasıl isteyeceğimizi bilememişiz. Daha doğrusu istememişiz.

Yazları Trabzon’a, Araklı’ya dağ yolundan gidiyorum. Her zaman gittiğimiz yolda Araklı’nın girişinde petrolcü bir arkadaş var. Dedi ki Bayburtlular sizin bize yaptığınız kötülüğü hiç kimse yapmadı. Ne oldu dedim, bizim ne kötülüğümüz olur? Dedi ki, bizim kadar sizde devlete ağlasaydınız şu Araklı yolu yapılırdı. Çünkü Araklı yolunun Araklı sınırında muazzam yol genişletmesi var. İşte bizim durumumuz budur!”

İlyas Yavuz (Sobacı)
“İşlerim Allah’ıma binlerce şükürler olsun, çok iyi…”

“Soba imalatı yapıyorum. Bunun yanın sıra çatı oluğu, semaver ve sac ürünleri yapıyorum. Aşağı yukarı 50 yıldır bu işin içindeyim. İşyerim kira, emekliyim. İşlerim Allah’ıma binlerce şükürler olsun. Çok iyi, ben memnunum. Sanatım beni hiç bunaltmadı. Bir gün olmaz, ikinci gün olur. Ekonomik anlamda hiç bir sorunum yok. Sıkıntılar tabiî ki var. Mesela eskiden Esnaf Dernekleri fabrikalardan toplu sac alır, esnafa dağıtırdı. Bunlar artık yok. Ama genel olarak durumumuz iyi.”

Ünal Gücer (Bal İmalat ve Satış)
“Bu memlekette Erzurumlu, Erzincanlı bulamazsınız ama Rizeli, Trabzonlu çok bulursunuz ama!..”

“Emekli olduktan sonra hobi olarak balcılığa başladım. Şimdi de bu işin ticaretini yapıyorum. 1995’te emekli oldum, o gün bugün balcılık yapıyorum. İşler iyi değil. 5 çocuğum okudu. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde görev yapıyorlar. Oraları da gidip gezdiğim için bizim ki modern bir köy havasında. Eski Bayburt’u biliyorum. Babamın Tabakhane sokağında Lokantası vardı. İşler mükemmeldi, kalabalık vardı. En önemlisi de bir esnaf gurubu vardı.  Geçen gün Bursa’da çocuğumun yanındaydım. Oturduk konuşuyoruz. Dediler ki Bursa’da 68 bin Bayburtlu var. Sadece İnegöl’de 400 hane var. Düşünün!

Bayburt öncelikle siyasilerden neyi isteyeceğini iyi bilecek. Ben Maliye’de çalışırken, herkes gelir vergilerin ağırlığından yakınırdı. Bu arada Bayburt’a Maliye Bakanı geldi. Bayburtspor 2. ligde oynuyor ama küme düşme tehlikesi var. Bakan meydanda sordu. Bayburtlular ne istiyorsunuz, derdiniz nedir? Dediler ki Bayburtspor 2. Ligden düşmesin. Yani sen Maliye Bakanından bunu talep edersen, ne düşünür o adam. Her şeyleri dört dörtlük düşmüşler takımın derdine. Bakın bu memlekette Erzurumlu, Erzincanlı tekte tükte bulursunuz ama Rizeli, Trabzonlu çok bulursunuz. Bu ne demek bizim bu bölgeyle ilişkilerimiz iyi ama tam tersine ulaşımımızın en kötü olduğu yerde bu yöre. Elimizde alternatifler var. Hayata geçiremiyoruz. Havadan sudan işlerden vazgeçip, bu memleketi kalkındıracak hamleleri yapmamız lazım.”

Murat Sezek (Oto Tamircisi)
“Seçimden seçime Murat Usta olmayalım!”

“25 yıldır oto tamircisiyim. İşyerim kira. Şükürler olsun, ekmeğimizi kazanıyoruz. Kimseye muhtaç değiliz. Tabi her geçen gün, bir önceki günü aratıyor. Öyle esnaf arkadaşlarımız var ki, işyeri kapatıyor. Tabi bunlar bizi yaralıyor. İsteriz ki, insanımız hep mutlu olsun. Yani özetle,çevremizde ki esnafın durumu çok kötü. Bağ-Kur primlerini geçte olsa ödüyoruz. İşlerimiz yazın daha iyi. Yaz aylarında nüfus artıyor, işlerimizde artıyor. Milletvekillerimiz olsun, yerel yönetim olsun hep beraber Bayburt’umuz için bir şeyleri başarmamız gerekiyor. Seçimden seçime Murat Usta olmayalım. Her zaman gelip bu esnafın dertlerini dinlemeleri lazım.”

 

PÜRÜ PAK BAYBURT ESNAFI -1-

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.