Bayburt esnafı dert küpü!

Ekonomik kriz  Türkiye’nin en küçük ili olan Bayburt’ta esnafı ne kadar etkiledi? İşte bu soruya cevap bulabilmek ve “bir dokun, bin ah işit”ten öteye geçmek adına esnafın kapısını çaldık… Her ne şartta olursa olsun “halimize şükrediyoruz” diyor esnaf… Ama devamında dertler, sorunlar bir bir dökülüyor. Kredi ödemelerini denk getiremeyen, Bağ-Kur veya SSK primini ödeyemeyen, kirasını dahi veremeyen ve hepsinden önemlisi “dert küpü” bir esnaf portresi çıkıyor karşımıza. Aslında istedik ki, bu şehrin tüm imkânsızlıklarına rağmen, bu şehirde zorda olsa yaşamını sürdüren insanlara kulak verelim… İstedik ki, bir şehrin en çok işleyen kurumunun İcra Dairesi olmasının altındaki nedenleri öğrenelim! “Bayburt Esnafı” yazı dizimiz için çıktığımız Bayburt turundan ilk hafta yansımaları şöyle:

Bayburt esnafı dert küpü!

Ekonomik kriz  Türkiye’nin en küçük ili olan Bayburt’ta esnafı ne kadar etkiledi? İşte bu soruya cevap bulabilmek ve “bir dokun, bin ah işit”ten öteye geçmek adına esnafın kapısını çaldık… Her ne şartta olursa olsun “halimize şükrediyoruz” diyor esnaf… Ama devamında dertler, sorunlar bir bir dökülüyor. Kredi ödemelerini denk getiremeyen, Bağ-Kur veya SSK primini ödeyemeyen, kirasını dahi veremeyen ve hepsinden önemlisi “dert küpü” bir esnaf portresi çıkıyor karşımıza. Aslında istedik ki, bu şehrin tüm imkânsızlıklarına rağmen, bu şehirde zorda olsa yaşamını sürdüren insanlara kulak verelim… İstedik ki, bir şehrin en çok işleyen kurumunun İcra Dairesi olmasının altındaki nedenleri öğrenelim! “Bayburt Esnafı” yazı dizimiz için çıktığımız Bayburt turundan ilk hafta yansımaları şöyle:

 

Nizamettin Akçay (Züccaciye / Esnaf)
“Bankaya borcu olmayan esnaf yok…”

“45 yıldır esnaflık yapıyorum. Son yıllarda çektiğimiz sıkıntıyı hiçbir zaman çekmedik. İşler çok düştü. Veresiye isteyen çok. Her yerde peşin veya kredi kartı. Veresiye yaz diyor, yazıyoruz. 7-8 seneden beri hep daha iyi olacağını tahmin ettik, yine aynı şekilde devam ediyoruz ama her gün biraz daha geri gidiyoruz. Şu anda Bayburt’ta öyle zannediyorum ki, bankaya borcu olmayan esnaf yoktur. Varsa bile bir iki tane numune. Yani şu an bankalardan para alıp, ancak çeklerimizi ödeyebiliyoruz. Öğrenciler Bayburt için yeni umut. Ama bizim sektöre şuan için bir katkısı yok.”

Şemsettin Akduman (Toptan Gıdacı / Esnaf)
“Kredi çekmeden işini yürüten esnaf çok nadir”


“İşlerinin iyi olduğunu söyleyen esnaf bulabileceğinizi sanmam. Mesela bizim sektörden bahsedeyim. Çevre illerde bir şube açan büyük bir market, Bayburt’ta üçüncü şubesini açtı. Nasıl olsun bizim işler? Bunların Bayburt’ta katkısı nedir. Bayburt’a ne yatırımları var. İnşallah böyle gitmez ve düzelir. Şu an borçsuz esnaf veya bankalardan kredi çekmeden işini yürüten esnaf çok nadirdir.”

Ragıp Topsakal (Zücaciye / Esnaf)
“Bayburt’un kaynağını dışarıya aktaran insanlarla dolu Bayburt…”

“Bayburt Kaleardı mahallesindenim. Çekirdekten yetişme esnafım. İşyerim kira. Bayburt’ta kiralar malum, çok yüksek. İşleri soracak olursanız, her geçen yıl, bir önceki yılı aratır durumda. Bayburt’un kapasitesi belli, dışarıdan gelen esnafın, açılan mağazaların Bayburt’ta parasını bırakmayan memurların durumu haliyle esnafa yansıyor. Bunların tedbirleri nasıl alınır, bilemiyorum. Buranın kaynağını dışarıya aktaran insanlarla dolu Bayburt. Tamam şunu kabul ediyorum. Bayburt pahalı bir yer ama ulaşımı yok, Bayburt’a mal geldiğinde kargoyla gelir. Kargoyla gelince de maliyet biner üzerine. Bunun yanında Bayburt’un herhangi bir noktasına araçsız gidilebilir ama mesela İstanbul’da yol parasıyla, ürün parasını üst üste koyduğunuzda Bayburt’la aynı fiyata gelir. Bu memlekette göç olduğu sürece, sıcak para dışarı çıktığı sürece düzelmez. Bugün baktığınız zaman ayın 15’inde memur bir bankadan alıp parayı diğer bir bankaya koşuyor. Esnafa para yansımaz. Haliyle esnafta kredide çareyi buluyor ve bir yerde bu da tıkanıyor. İşlerin açılacağına dair umudum yok.”

Fikret Purut (Saatçi / Esnaf)
“Kredi alacaksın, kefil bulamıyorsun. Herkesin bir taraftan bir takıntısı var!”

“30 yıldır esnafım. İşyeri kira ve Bayburt’ta hepinizin bildiği gibi kiralar çok yüksek. İş durumları iyi değil. Geçmişi arıyoruz. Son yıllarda daha da işler düştü. Bayburt’a köylü gelirse işler canlanır. Artık Cuma günleri esnaflar açısından kazanç olmaktan çıktı. Sadece Pazartesi. Bilmiyorum tabi üniversite ne kadar faydalı olacak. Öğrencinin Bayburt’a getirisi var ama beklediğimiz kadar değil. Öğrenci sayısının yükselmesiyle tabi bu oran farklı olacaktır. Şu an her ayı borçla kapatıyoruz. Gelir giderin çok altında. Bizim meslek mesela her önüne gelen saat satabiliyor. Beş TL’ye saat satıyorlar. Bu işi sadece saatçiler yapmıyor, tablacısından tut, züccaciyecisine kadar saat satıyor. Siyasilerin Bayburt için bir şeyler yaptıklarını zannetmiyorum. Burada göçün önlenmesi lazım. Bunun için proje üretsinler. Mesela üniversite 10 yıl önce gelse bu kadar göç vermezdik diye düşünüyorum. Esnafın durumu hiç iyi değil. Tüm esnaf bankalarda. İşin garibi temiz esnafta kalmadı. Kredi alacaksın, kefil bulamıyorsun. Herkesin bir taraftan bir takıntısı var. Öncelikle sicil affı şart. Esnaf en az üç bankayla alavere yapıyor. Bağ-Kur primini ödeyemiyor esnaf. Buna da bir kolaylık getirilmesi lazım. 15 – 20 bin TL Bağ-Kur borcu olanlar var. İnşallah düzelir ne diyelim.”

Yusuf Mıcık (Çayevi İşletmecisi / Esnaf )
“Esnafın işi olmayınca çayda içmiyor…”

“İşyerim kendime ait. 12 yıldır bu işi yapıyorum. Şu an için çalıştırdığımız işçinin bile parasını veremediğimiz günler oluyor. Millet hep kredilere mahkum oldu. Nüfus yok, iş yok, banka çok. Ev kredisi, otomobil kredisi, tüketici kredisi derken parası olanda da para kalmadı. Esnafın işi olmayınca çayda içmiyor. Bizim sektör birazda esnafa bağlı. Gider gelirden çok. Ne olur bilmiyorum. Bayburt’ta nüfus yok, her iş sektöründen fazlaca var. Eskiden ise nüfus fazla esnaf azdı. İşlerin düzeleceğine umudum var. Umutsuz yaşanır mı hiç…

Selim Çikot (Lokanta İşletmecisi / Esnaf)
“Ciddi ciddi Bayburt’tan gitmeyi düşünüyorum…”

“Dede baba mesleği olarak devam ettiriyorum bu işi. Yaklaşık bir asırlık geçmişimiz var. İşyeri ailemize ait. İşler bu sıralar çok düşük. Bunu Bayburt’ta insanın olmayışına bağlıyorum. Nüfus çok düştü. Yazın biraz nüfus oluyor. Yani üç ay iyi, sonrasında Bayburt boşalıyor. Emekliler Ramazan’ı tutup, kışı büyükşehirlerdeki çocuklarının yanında geçirmek üzere çıkıyorlar. Üniversite öğrencisinin küçükte olsa katkısı var ama bu uzun vadede daha iyi olabilir. Üç çeşit yemeği 5 TL’ye veriyoruz ama, öğle saati olmasına rağmen lokantamız gördüğünüz gibi boş. Şu sıralar ete inanılmaz bir zam geldi. Kilosu 11 milyondu, şimdi 17 – 18 TL. Bu işin düzelmesi için nüfus lazım, nüfus içinde yatırım lazım. Siyasilerden hiçbir beklentim yok. Nüfusun bu derece düşmesi, bu memleketi idare edenlerin sorunudur. Benim dedem, babam bu işi yapmışlar, buranın şartlarına katlanmışlar. En azından iş varmış o zamanlar ama şimdi işte yok ve ben ciddi ciddi Bayburt’tan gitmeyi düşünüyorum. Ben burayı kapattığımda 4 tane elemanım var. Hepsi işsiz kalacak. Ama onların parasını veremeyecek durumdaysan, onların sigortasını ödeyemeyecek durumdaysan ne yapacaksın ki başka. Bakın burası Bayburt’un en işlek caddelerinden biri ve durumlar bu.

Abdulmecit Bekmezci (Bilgisayar Teknik Servis ve Satış)
“Ekmek, elektrik, su ve gıda gibi ihtiyaçların dışında kimse harcama yapamıyor…”

“İşler, özellikle son bir yıldır çok durgun. İnsanların birazda bankalarla kredi ve kredi kartlarıyla olan ilişkilerinden kaynaklandığına inanıyorum. Piyasada nakit sıkıntısı olunca bu esnafa yansıyor. Benim arabam olsun, evim olsun derken bankalara mahkum bir hayat var Bayburt’ta. Parayı kazanan bankalar oluyor ve esnafa pay düşmüyor. Esnafa yansıyan hiçbir katkı yok. Millet artık ekmek, elektrik, su ve gıda gibi ihtiyaçların dışında bir harcama yapamıyor. İşyeri kira, bu şartlarda kira ödemede zorluk çekiyoruz. Firmalara ödeme yapmada zorluklar çekiyoruz. Şu dönemde ayakta duran esnaf iyi esnaf. Duramayanda herhalde kepenk kapatacak. İstanbul’daki esnafla bizim vergimiz aynı olduğu sürece bu iş düzelmez. 20 milyon nüfusla, 25 bin nüfus bir olursa düzelmez. Benim işyerime günde on kişi girer, oradakine beş bin kişi. İkimizde aynı vergiyi veriyoruz. Vergilerin bir şekilde düzenlenmesi gerekli. İşçi sigortalarının daha düzeyli olması lazım buralar için. Eğer kalkınmada öncelikli yer isek bazı şeylerin düzenlenmesi gerekli.”

Ali Saraçoğlu (Otel İşletmecisi)
“Kapasitemiz % 70’lerden % 30’lara kadar düştü…”

“25 yıldır esnafım. Düne göre esnafın durumu bugün çok kötü. İlimizdeki iş alanlarının az olması, ticaretin az olması, tarım hayvancılıkla uğraşan insanların bu işi artık yapmaması, büyük kentlere göç gibi bildiğimiz klasik sorunlarla uğraşıyoruz. En önemlisi de nüfus yoğunluğunun olmaması. Düzelecek mi? Fazla da umudumuz yok açıkçası! Üniversitenin gelmesinin olumlu etkileri olacağını düşünüyorum. Bayburt’ta daha önce yapılan sanayi yatırımları olumlu sonuçlar vermedi ne yazık ki! Kendi işimden örnek verecek olursam, % 30 kapasiteyle çalışıyoruz. Kapasitemiz % 70’lerden % 30’lara kadar düştü. Siyasilerden beklentimiz, bizim gibi zor şartlarda hayatını geçiren insanlara devlet teşvikinin yoğun olması. İşte elektrik, doğalgaz fiyatlarının daha düşük olması. Avantaj sağlanırsa insanlar burada yaşar. Bu gibi yerlerde özelleştirmeden çok devletin desteği şart.”

Hüseyin Çarpatan (Tüp Bayii)
“Bayburt’ta iş, erbabının elinden çıkmış…”

“Siyasilerin acilen çözüm bulması lazım. En azından burada yaşayan insanlarla bire bir gelip görüşmeleri lazım. Köylerden göç bir hayli fazla. Köylerdeki vatandaşlarla görüşerek bunların görüşleri alınarak, tekrar tarımın, hayvancılığın Bayburt’ta canlandırılması lazım.  Bayburt’umuz kalkınmada öncelikli iller arasında ama Bayburt’umuza maalesef hiçbir yatırım yok. Bayburt’ta fabrika yok. Bacasız fabrika Bayburt’a geldi ama onunda altyapısı yeterli değil. Hep birlikte Bayburtlu olarak elimizi taşın altına koyacağız ve bu sorunları hep birlikte çözeceğimize inanıyoruz. En azından öğrencilerin kalabileceği yurtların, butik evlerin acilen çoğaltılması lazım. Üniversite geldi bir kalabalıklık oldu. Bunun altyapısı için uğraşmamız lazım. Bayburt’ta işyeri enflasyonu var. Kiralar bir hayli fazla. Adamın başka yerden geliri yok. Diyor ki, kirayla geçimimi sağlayayım. Bayburt’ta iş, erbabının elinden çıkmış. Burada belediyeye, sivil toplum örgütlerine de iş düşüyor. Belediyenin en az ayda bir toplantı yaparak, halkın nabzını yoklaması lazım. Toparlayacak olursak esnafımızın durumu maalesef iyi değil. Bunların iyileşmesi için hükümetimizin bizim sorunlarımıza tez elden el atması lazım. En azından göçün önlenmesi için tedbir alınması lazım. Burada insan kalacaksa yaşanabilir bir şehir olması lazım.”

Zarif Yöney (Cep Telefon Bayii)
“Bu toprağın insanı böyle bir hayatı hak etmiyor.”

“Tuzcuzade mahallesi sakinlerindenim. 10 yıldır cep telefonu alım satım işi yapıyorum. Daha önce gıda üzerine ticaretle uğraşıyordum. Ticaret babadan geliyor. Şu anda esnaflıktan memnun değilim. İş güç yok. 2 yıldır bayağı bir sıkıntı çekiyoruz. Bunu göçe ve ekonomik krize bağlıyorum. Köyler boşaldı, insanlar azaldı. Esnafı biraz olsun ayakta tutan şu an öğrenci. Öğrencilerin kısmen katkısı var. Sektör olarak bize katkısı var. En azından her birinin cep telefonu var. İşyerim kendime ait, kira olsa geçinemeyiz diye düşünüyorum. Çünkü kiralar çok yüksek, başka bir işyerimiz daha vardı, orayı işlerin düşük olması ve kirasının yüksek olmasından dolayı kapatmak zorunda kaldık. Siyasilerimizden beklentimiz çok. Türkiye’de her şey siyasetle dönüyor. Maalesef siyasilerin Bayburt’a katkısı istenilen seviyede değil. Aktif olmaları lazım, birazda Bayburt’a çalışmaları lazım. Bayburt’un sorunlarını gündeme getirsinler. Burada yaşayan insanlara yazıktır, günahtır. Bu toprağın insanı böyle bir hayatı hak etmiyor.”  

Abdullah Kovar (Ayakkabıcı)
“Halimiz için Allah’a şükrediyoruz ama…”

“1992’den beri bu işi yapıyorum. Babadan gelen bir meslek. Halimiz için Allah’a şükrediyoruz ama işlerin tadı-tuzu kalmadı. Önceki işlerle şimdiki işler çok farklı. Köylü gelmiyor, iş yapamıyoruz. Ama gene de şükrolsun. Nüfus yok, gün geçtikçe de eriyor. Nüfusun çoğu da alım gücü dolayısıyla pazara kayıyor. İşyerim kira, her ay sıkıntı çekiyoruz. Bağ-Kur primlerini zaman zaman gününde, bazen gecikmeli bir şekilde ödüyoruz. Artık her şeyimizden kısmaya başladık. Telefondan, gıdadan kıstık. Bayburt’ta sorunların çözülmesi nüfusun çoğalmasına bağlı. Şu an için üniversitenin katkısı az ama zamanla çoğalacağına inanıyorum. Siyasilerden beklentilerimiz Bayburt’a sahip çıksınlar. Sorunlara çözüm üretsinler.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.