Bayburt Vakfı’nda yeni dönem

Eski vakıf başkanı ve Bayburt Milletvekili Doç. Dr. Şahap Kavcıoğlu’nun da katıldığı olağan genel kurulda genel olarak birlik ve beraberlik mesajları verildi. Vakıf yeni başkanı Nusret Parıldar, yaptığı konuşmada kurulduğu günden bugüne vakıfta görev almış tüm yöneticilere teşekkür etti. 

Vakfın 14 kişiden oluşan yeni VKM’si ise şu isimlerden oluştu: Nusret Parıldar (Başkan), Lokman Saraç, Fazıl Çakar, Rahmani Taş, Azmi Çoraklı, Temel Yaz, Neşet Akgün, Yılmaz Ercan, Ensar Başaran, Mehmet Kınalı, Erdoğan Kadakal, Halis Önal, Halis Sarıdoğan, Sudi Erkovan, İsrafil Kahraman.

Olağan genel kurulda bir çok vakıf üyesi söz alarak, vakfın geleceği ile ilgili öneri ve dileklerde bulundu. İşte o konuşmalardan öne çıkanlar: 

“Vakfımızın başarısı veya başarısızlığı ile ilgili yapılan eleştirilerin olması doğaldır. Vakfımızda 10 yıl görev yaptım. Vakfımız tüm eleştirilere rağmen 20. Yılına ulaşmıştır. Bayburt’un en önemli kurumlarından biri olarak bu vakıf, tarihinde ilk defa bir sivil toplum kuruluşu olarak milletvekili çıkartmıştır. Bu durum vakfın Bayburtlu hemşerilerimizle ne denli iç içe olduğunun bir göstergesidir.

Bayburt’a hizmet eden hiçbir STK ile çekişmemiz olmamıştır. Bugün Bayburt’un en büyük derneklerinin başkanları da bu vakfın üyesidir. Faaliyetlerimizi her zaman derneklerimizle birlikte yaptık. Bu genel kurulda da dernek başkanlarımızın bu salonda olmaları birlikteliğimizin en büyük göstergesidir.

Büyüklerimiz her daim vakfımız yönetimini eleştirecek ve yönetimlerde bu eleştiri ve görüşlerden faydalanacaktır. Yönetim binamız o günkü şartlarda kiraya verildi fakat ülkemizde bazı olaylar yaşandı. Kiracıların farklı bir yapı içerisinde olduğunu fark ettiğimizde, binayı boşaltmalarını istedik. Birlik ve beraberliğimizi sağlarsak çok daha iyi şeyler yapacağımızdan eminim.”

“Bizler Bayburtlular olarak önce bir işe teşebbüs ederiz, orada ki yerimizi beğenmezsek hemen küseriz ve rahatsızlık duyar, orayı terk eder gideriz. Ardından da gider, işimize gelebilecek yeni bir oluşum kurarız. Bu durum böyle olmamalı ama maalesef böyle…

Benim evim, benim derneğim, benim param, benim işyerim sadece beni mutlu kılar. Ortak değerler ise herkesi mutlu eder. Bayburt bizim ortak değerimiz. Bu vakıf, Bayburtlularındır. Güzel bir Bayburt, güçlü bir Bayburt, güçlü yönetilen bir vakıf hepimizi mutlu edecektir. 

Vakfın koltuğuna yapışıp kalabilirdik ama olmazdı. Yeni enerjilere, yeni başarılara, yeni heyecanlara ihtiyacımız olduğu için bıraktık. Bu görevlere böyle bakmak lazım… Yeni başkana, yeni yönetime başarılar diliyorum.”

“1947 Yılında kurulan Bayburt Kültür ve Yardım Derneği’nin Genel Başkanı olarak, Bayburt Vakfı’nın da üyesiyim. Hepimizin ortak paydası Bayburt, Bayburt’un olduğu her yerde olmaktan şeref duyuyorum. Bayburt için yapılan bütün çalışmaları da takdirle karşılıyorum.

Gönül ister ki bu vakıf veya dernek gayrimenkullerini kiraya vermeyelim ve Bayburtlular içim kullanalım, hizmet için kullanalım. Lakin kira bedeli dediğimiz 10 bin TL. Eğer Bayburt Vakfı’mız için bu kira geliri bir ihtiyaç ise işte bunun üzerine düşünmek gerekiyor. Demek ki vakıf anlayışımızda bir sıkıntı var. Eğer varlıklarıyla ve zenginlikleriyle öğünen Bayburtlular, Bayburt Vakfı’nı ayakta tutacak kaynağı aktarmıyorsa, Bayburtluluğumuzda sorun var demektir. 

Hepimiz aynı amaç uğrunda bu görevleri yürütüyoruz. Beraber olduğumuz, birbirimize destek verdiğimiz sürece daha da kıymetli olduğumuzu düşünüyorum. Eğer bizler Bayburt Vakfı’nı Türkiye’nin sayılı vakıfları arasına sokamıyorsak bir zihniyet problemi vardır. Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar güçlü bir noktadayız şu an. Bakanımız var, yedi Milletvekilimiz, iki valimiz ve çok değerli bürokratlarımız, genel müdürlerimiz var. Peki sivil toplum kuruluşları olarak bizler neredeyiz? Bizler bu değerlerimizden nasıl faydalanıyoruz?

Bayburt Vakfı’nın şu an 284 üyesi var. Yıllardır burs komisyonunda görev yapan abilerimiz, her ay neden burs arayışa girsin! Her üye yılda 1.200 TL verse bu sorun giderilmiş olur. Vakfın kaynaklarının çeşitlenmesi, gelirlerinin artması lazım. Yirmi yılı geriden bırakan vakfımızın bugün hala gelir getiren bir mülkü veya gayrimenkulü yoksa bu hepimizin sorumluluğundadır.”