Bayburt Postası - Bayburt Ülkü Ocakları, Rusya, Suriye ve İran'ın hain saldırıları altında olan Bayırbucak Türkmenleri'yle ilgili bir açıklama yaptı.
Türk Dünyası Parkı'nda ülkücü gençlerin katıldığı basın açıklamasında konuşan Bayburt Ülkü Ocakları İl Başkanı Muhammet Kılıç, Bayırbucak Türkmenlerine karşı yapılanların hainlik olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin 300 kilometre ötesinde yapılanlara engel olmamasının ise zul olduğunu söyledi.
Kılıç, "Bu vahşete dünya sessiz kalmaktadır, Türkiye Cumhuriyeti kayıplardadır. Bütün etnik kökenli saldırılarda ayağa kalkanlar Türkmenler için neredeler?" diye konuştu.
Kılıç, şu açıklamayı yaptı:
"Ecdadımızın yadigarı yaşadıkları topraklarda varlık mücadelesi veren gardaşlarımıza Rusya, Suriye ve İran destekli saldırılar kahpece, alçakça artarak devam etmektedir. Bu bağlamda bilindiği üzere son günlerde Suriye sınırlarında yer alan Bayırbucak Türkmenlerine karşı hainlik yapılmaktadır. Türkmen kardeşlerimizin yaşadığı Türkmen dağı bölgesi ateş altındadır. Öz kardeşlerimiz acımasız şekilde yaşlı genç çocuk denilmeden hedef alınarak katledilmektedir. Bir çok Türkmen kardeşimiz şehit edilmektedir.
Ülkü Ocakları olarak soydaşlarımızın acılarını kalbimizin en derin yerinde hissediyor ve dertlerini derdimiz sayıyoruz. Bu zülme tabiî ki sessiz kalmayacak var gücümüzle yanlarında olduğumuzu hissettireceğiz. Şu anda bu vahşetten kaçıp Türkiye sınırına dayanan kardeşlerimize gerekli ihtiyaçları için bölge ocaklarımız büyük çaba sarf etmektedir. Fakat bu vahşete dünya sessiz kalmaktadır, Türkiye Cumhuriyeti kayıplardadır.
Onlar Ermeni değil, onlar Yezidi değil, onlar PKK değil bu yüzden mi sessiz kalınmaktadır? Bütün etnik kökenli saldırılarda ayağa kalkanlar Türkmenler için neredeler? Bu ırkçılıktan ve Türk düşmanlığından başka bir şey değildir. Dünya bu vahşete sessiz kalırken bu vahşetin yapıldığı Türkmenler Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sorumluluğundadır. Bu sorumluluk ise Türk devletini yönetenler tarafından benimsenmemektedir.
Buradan Türkiye Cumhuriyetini yönetenlere sesleniyoruz. Kobani'de ölen teröristler için yanıp tutuştunuz sınır kapılarını açtınız, Fransızlar için kınama yayınladınız. Dün ise Türkmen kardeşlerimiz için kınama yayınladınız. Demek ki Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetenler için Kobani’de ki teröristler Türkmenlerden daha değerli, Fransızlar ise aynı değerdedir. Sizler Türk Devletini yönetiyorsunuz. Türkmenlere yapılan vahşete karşı bu yaklaşımınız bizlerin ciğerini parçalamaktadır. Burada ki en büyük vebal sizlerin omzundadır. Rusya 5 bin kilometreden gelip Esad'ı savunuyor, Amerika 10 bin kilometre öteden gelip Kürtleri koruyor, Türkiye Cumhuriyeti devleti ise 300 kilometre ötedeki Türkmenlere sahip çıkamıyor.
Bu ülkemiz için bir zuldür. Derhal harekete geçilmeli uluslar arası diplomasi sağlanmalı gerekirse sınırlar aşılmalı ve müdahale edilmelidir.
Allah-u Teala akıtılan kanlarla kırmızıya boyanan Türkmen Dağı Güllerine Allah yardım eylesin. Allah bu vahşeti yaşatanları Kahhar sıfatıyla kahhar eylesin."
Bu açıklamanın yapıldığı yerin sadece 50 metre ötesinde aşağıdaki cümleleri kim kurdu bilin bakalım sevgili ülkücü kardeşlerim:
"Şimdi tüm gerçekler fotoğraflı bir şekilde ortaya çıkmıştır. Adanada MİT TIRları Cumhuriyet Savcılığı tarafından durdurulmuştu. Erdoğan aylarca buna ‘ihanet dedi. Aylarca savcının ve askerin meşru ve hukuki tutumunu düşmanlık olarak gösterdi. Davutoğlu 1,5 yıldır gerçekleri çarpıtmış, teröristleri silahlandırmıştır”
Dipnot: Bu açıklama Cumhuriyet! gazetesinin "İşte Erdoğan'ın Yok Dediği Silahlar" manşeti üzerine söylenmiştir.
Hadi kolay gelsin.