Değerli hemşerilerim, bildiğiniz gibi; Bayburt ve yakın çevresinde altı üniversite mevcuttur ve adeta üniversiteler yöresi olan bu coğrafyada, Bayburt Üniversitesi sivrilmek ve öne çıkmak durumundadır. Bu, hem kendisi için bir zorunluluk, hem de Bayburt’a karşı önemli bir görev ve sorumluluktur.

Bayburt Üniversitesi'nin, önümüzdeki 10'uncu, 20'inci, 30'uncu yıllarda hangi büyüklüğe geleceğini, hangi fakülte, yüksek okul, meslek yüksekokulu, araştırma merkezi ve enstitülere sahip olacağını, Bayburt’un kalkınmasında nasıl etkin bir rol alacağını, bunun için ne tür etkinliklerde bulunması ve Bayburt’un sorunlarına nasıl sahip çıkması gerektiğini, şimdiden düşünmeli ve planlamalıyız.

Bayburt, 34 bin nüfuslu bir şehir ve 74 bin nüfuslu bir il olarak; acaba kaç öğrencili bir üniversiteyi kaldırabilir? Bayburt Üniversitesi'nin büyüme sınırları ne olacaktır? Yoksa Bayburt’u büyük ve etkin üniversiteye sahip bir “Üniversite Şehri” olarak mı dizayn etmeliyiz?  Üniversitenin büyümesine paralel olarak şehri gerekli altyapıya kavuşturabilecek miyiz? Bütün bu soruların tartışılması ve büyüme stratejilerinin saptanması gerekmektedir.

Bana göre; Bayburt Üniversitesi Veteriner ve İletişim Fakültelerinin kurulması öncelikli olmalıdır. Bunun yanında, Hayvan Sağlığı ve Yetiştiriciliği, Zirai Üretim, Tatlı Su Balıkçılığı, Arıcılık, Lojistik, Turizm ve Otelcilik gibi Meslek Yüksek Okulları ve bölümleri ile, Eğitim Fakültesinde Yabancı Diller, Müzik, Resim, Spor gibi bölümlerin bir an önce açılması Bayburt’a önemli katkılar sağlayacaktır.
                                                   
Konunun çok önemli olan diğer boyutu; Bayburtluları'n Bayburt Üniversitesi'ne iyi sahip çıkması, her konuda yardım, destek ve katkılarını esirgememeleridir. Üniversitenin Bayburt’a katacağı zenginliğin bilincinde olmalı, Bayburt Üniversitesi'nin hızlı gelişmesinin de ancak bizlerin destek ve katkıları ile olabileceğini unutmamalıyız.

Burada, sırası gelmişken sizlere 1978 yılında kurulan Erciyes Üniversitesi'nin büyüme öyküsünü kısaca aktarmak istiyorum. Bu öyküden çıkaracağımız önemli dersler olabilir.

Kuruluşundan beri yakın ilişki içinde olduğum ve uzun yıllardan beri vakfının yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığım bu üniversitenin gelişme öyküsü, gerçekten dikkat çekici ve imrendiricidir.

1978 yılında Kayseri’nin merkez nüfusu 250 bin 000 kadardı. Bugün yaklaşık 900 bin kadardır. Erciyes Üniversitesi'nin kuruluş öncesinde, Kayseri Yüksek Öğrenim Vakfı kurulmuş, bu vakıf kuruluşta çok etkin hizmet görmüştür. Söz konusu vakıf bugünlerde de , “Nuh Naci Yazgan Üniversitesi” ni de bir vakıf üniversitesi olarak kurmaktadır.

Erciyes Üniversitesi merkez kampüsü için, yerleşim alanı olarak 5 milyon metrekarelik bir arazi tahsis edilmiştir. Bu kampüs, şehir merkezine 5 km mesafede olup, şimdilerde sürekli ağaçlandırma ile şehir ortasında büyük bir yeşil alan haline gelmiştir.
 
Erciyes Üniversitesi 1991 yılına kadar, 13 yılda devletin tahsis ettiği kaynaklarla büyüdü. Tıp, Mühendislik ve İşletme fakülteleriyle bir meslek yüksekokulundan ibaret kaldı.

Ancak, 1991 yılından itibaren hızlı bir büyüme trendi ile son yirmi yılda gerçekten kıskanılacak ve örnek alınacak bir gelişme gösterdi. 1991 yılında rektörlüğe atanan ve benim de yakın dostum olan, Prof. Dr. Mehmet Şahin, adeta üniversitenin büyüme modelini değiştirdi. Kayseri’de ve Kayseri dışındaki iş insanları ile yakın ve birebir ilişki tesis etti, onlara ulaşmanın yollarını buldu. Zamanın cumhurbaşkanının da desteğini alarak, Kayserilileri adeta üniversiteye yatırım yarışına soktu. Esasen hayırseverlik konusunda şöhret sahibi olan Kayserililer üniversiteyi ihya ettiler. Sekiz yıl görev yapan rektör Şahin’ den sonraki rektör arkadaşlar da bu politikayı aksatmadan devam ettirdiler. 

Kuruluştan bu yana yapılan işin büyüklüğünü ifade edebilmek için, aşağıdaki rakamları dikkatinize sunuyorum.

Bugün itibariyle Erciyes Üniversitesi'nde; 7 Enstitü, 16 Fakülte, 4 Yüksekokul, 7 Meslek Yüksekokulu, 16 Araştırma Merkezi, bulunmaktadır. Öğrenci sayısı 35.000 (15.245 bayan %43,6), Akademik personel sayısı 1.884 ’tür.
    
Üniversitenin bugünkü konuma gelmesinde Kayserili hayır sever iş insanlarının 1991 yılından bu yana yaptıkları ve aşağıda dökümünü vereceğim katkılar, Türkiye’de görülmemiş bir “Üniversiteye Destek” hamlesini ifade etmektedir.

Toplam 51 kişi, kuruluş veya aile; 44 adet fakülte, yüksekokul veya tesis ile 14 laboratuar, bölüm veya ünite yaptırdılar. Ayrıca 145 kişi veya aile muhtelif bağış ve destekte bulundular. Yaptırılan bu binalar ile bağışların toplam değerinin “150 milyon dolar” seviyesinde olduğu hesap edilmektedir.

Değerli hemşerilerim; Tabiidir ki, Kayseri örneği şehrin büyüklüğü ve ekonomik potansiyeli dolayısı ile, Bayburt için birebir örnek değildir. Ancak bir şehrin insanlarının üniversitelerine nasıl sahip çıktığını ve onu nasıl hızla büyüttüklerini göstermesi bakımından iyi bir örnektir.

Sonuç olarak; diğer illerde ve yurtdışında yaşayan Bayburtlu ilim ve iş insanları ile bürokratların, Bayburt Üniversitesi ile ilişkilerini daima sıcak tutmaları, ilgilenmeleri ve destek olmaları, Bayburt’un ve Bayburt Üniversitesi'nin geleceği için kaçınılmazdır. Bayburtlu, üniversitesine tam manası ile sahip çıkmalıdır.

Üniversite yöneticilerinin, gerek Bayburt ve gerekse Bayburt dışındaki Bayburtlularla, yakın ve samimi ilişki kurmaları zorunludur. Ayrıca, Bayburt’un kamu ve yerel yönetim yetkilileri ve sivil toplum kuruluşları ile koordinasyona ve işbirliğine özen gösterilmesi, Bayburt Üniversitesi'nin geleceği için kaçınılmazdır.

Bayburt Üniversitesi'nin her yıl, Bayburt dışındaki iş ve ilim insanlarını davet ederek, “Bayburt’ta Buluşma” toplantıları düzenlemesinin ve bunu bir gelenek haline getirmesinin çok yararlı olacağını düşünüyorum.

Unutmayalım ki, Bayburt Üniversitesi'nin hızlı ve doğru istikamette gelişimi ile Bayburt’un geleceği şekillenecektir.            

Temmuz 2011

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Bayburt Halkı 10 yıl önce

sn Akın güzel açıklamalarda bulunmuşsunuz,bir memleketin kalkınması ulaşım ile olur, en hesaplısı demiryolu, dolayısıyla bayburtun kalkınması,öncelikle demiryolu 2 sırada ise eğitim,bu itibarla derneğinizin tren ile ilgili çalışmanızdan dolayı tebrk
eder saygılar sunarız

Avatar
mucahit sancak 10 yıl önce

bayburtun kalkınması"bayburt üniversitesine büyük görevler düşüyor"ne yapılmalı.
"bayburtun*ilk önce"kimlik ve kütük"yapılmalı ve kitap haline gelirse"ışık ve yol"gösterir.
saygı ile.

Avatar
BAYBURT TANITMA YAŞATMA PLATFORMU 10 yıl önce

rahmetli g.budak zamanında rektör ile.k.t.ü.ortaklaşa demiryolu için bir çalıştay yapılacaktı,ne oldu o büyük proje.!!,??,sn rektör,çoşkun bey,saygı ile
not:akın beye tşk.ederiz.

Avatar
inci yücesoy 8 yıl önce

bayburt üniversitesi,her ay sonu çalıştay yapmalı kent konseyi ..s.t.k.ve diğerleri
b.şehirler hep böyle yapıyor!!!!,,bilgilerinize